Περίληψη
Η παρούσα διατριβή πραγματεύεται την αμφίδρομη σχέση της εκπαίδευσης με την κοινωνική και οικονομική διαστρωμάτωση στη ζωή των Ελλήνων της Κωνσταντινούπολης. Η μελέτη μας ξεκινάει από τα μέσα του 19ου αιώνα, κατά τη διάρκεια της περιόδου των Οθωμανικών Μεταρρυθμίσεων (ή Τανζιμάτ), οπότε διαμορφώθηκε ένα πρόσφορο περιβάλλον για την εμπορική και οικονομική άνθηση της ελληνορθόδοξης κοινότητας και της ομογενειακής παιδείας, και ολοκληρώνεται στα μέσα του 20ου αιώνα με την αρχόμενη αλλά δραματική συρρίκνωσή της. Το Τανζιμάτ βεβαίως, δεν έγινε για να βελτιωθεί αποκλειστικά η εκπαίδευση των Ελλήνων της Οθωμανικής Αυτοκρατορίας, αλλά είχε ευρύτερες απηχήσεις, από τις οποίες οι πιο σημαντικές ήταν οι πρώτες προσπάθειες για την καταπολέμηση του αναλφαβητισμού των λαϊκών στρωμάτων και την εκπαίδευση των γυναικών, ο εκσυγχρονισμός των υφιστάμενων ανώτατων στρατιωτικών σχολών σύμφωνα με τα γερμανικά πρότυπα και η ίδρυση των πρώτων κοσμικών σχολών και του πρώτου τουρκικού πανεπιστημίου. Το τουρκικό ...
Η παρούσα διατριβή πραγματεύεται την αμφίδρομη σχέση της εκπαίδευσης με την κοινωνική και οικονομική διαστρωμάτωση στη ζωή των Ελλήνων της Κωνσταντινούπολης. Η μελέτη μας ξεκινάει από τα μέσα του 19ου αιώνα, κατά τη διάρκεια της περιόδου των Οθωμανικών Μεταρρυθμίσεων (ή Τανζιμάτ), οπότε διαμορφώθηκε ένα πρόσφορο περιβάλλον για την εμπορική και οικονομική άνθηση της ελληνορθόδοξης κοινότητας και της ομογενειακής παιδείας, και ολοκληρώνεται στα μέσα του 20ου αιώνα με την αρχόμενη αλλά δραματική συρρίκνωσή της. Το Τανζιμάτ βεβαίως, δεν έγινε για να βελτιωθεί αποκλειστικά η εκπαίδευση των Ελλήνων της Οθωμανικής Αυτοκρατορίας, αλλά είχε ευρύτερες απηχήσεις, από τις οποίες οι πιο σημαντικές ήταν οι πρώτες προσπάθειες για την καταπολέμηση του αναλφαβητισμού των λαϊκών στρωμάτων και την εκπαίδευση των γυναικών, ο εκσυγχρονισμός των υφιστάμενων ανώτατων στρατιωτικών σχολών σύμφωνα με τα γερμανικά πρότυπα και η ίδρυση των πρώτων κοσμικών σχολών και του πρώτου τουρκικού πανεπιστημίου. Το τουρκικό τμήμα της οθωμανικής κοινωνίας δεν επωφελήθηκε από το Τανζιμάτ και κινήθηκε με αργούς ρυθμούς προς τον εκσυγχρονισμό, γεγονός που προώθησε τις άλλες θρησκευτικές και εθνικές κοινότητες στο πεδίο της οικονομίας και στο εμπόριο. Η ελληνική κοινότητα ιδίως πέτυχε και ανέπτυξε το σχολικό δίκτυο και εισήγαγε νέα γνωστικά αντικείμενα κυρίως από το χώρο των μαθηματικών και των θετικών επιστημών. Αυτό προκάλεσε τη δυσαρέσκεια των νεοτουρκικών κύκλων, που επιχείρησαν να αναστείλουν αυτή την εξέλιξη. Με την άνοδό τους στην εξουσία έθεσαν σε εφαρμογή μέτρα που ακύρωναν τις αρχές και τους νόμους της προηγούμενης περιόδου και θεμελίωναν την ασφυκτική κρατική παρέμβαση στην εκπαίδευση και άλλες δραστηριότητες των μειονοτήτων. Η εφαρμοζόμενη αυστηρή κρατική πολιτική και το πολιτικό κλίμα μεταξύ των δύο χωρών δεν οδήγησαν στη μεταβολή του ενδιαφέροντος της ελληνικής εκπαίδευσης προς τις επιστήμες, αλλά επέφεραν ένα ουσιαστικότερο πλήγμα, τη συρρίκνωση του ελληνικού πληθυσμού με αρνητικές επιπτώσεις και στην ομογενειακή παιδεία.
περισσότερα
Περίληψη σε άλλη γλώσσα
The present thesis deals with the two-way relationship of education with social and economic stratification in the life of Ottoman Greeks. Our study begins in the mid-19th century, during the Ottoman (or Tanzimat) Reforms, that created a favorable environment for the commercial and economic flourishing of the Greek Orthodox community and their education, and is completed in the mid-20th century with their onset but dramatic contraction. Tanzimat was not, of course, intended solely to improve the education of the Greeks of the Ottoman Empire, but it had broader concerns, the most significant of which were the first efforts to combat illiteracy of the lower classes, the development of women’s education, the updating of higher military schools in accordance with German standards and the establishment of the first secular schools and the first Turkish university “Darülfünun”. The Turkish part of the Ottoman society did not benefit from Tanzimat and moved slowly towards modernization, promo ...
The present thesis deals with the two-way relationship of education with social and economic stratification in the life of Ottoman Greeks. Our study begins in the mid-19th century, during the Ottoman (or Tanzimat) Reforms, that created a favorable environment for the commercial and economic flourishing of the Greek Orthodox community and their education, and is completed in the mid-20th century with their onset but dramatic contraction. Tanzimat was not, of course, intended solely to improve the education of the Greeks of the Ottoman Empire, but it had broader concerns, the most significant of which were the first efforts to combat illiteracy of the lower classes, the development of women’s education, the updating of higher military schools in accordance with German standards and the establishment of the first secular schools and the first Turkish university “Darülfünun”. The Turkish part of the Ottoman society did not benefit from Tanzimat and moved slowly towards modernization, promoting other religious and national communities in the fields of economy and commerce. The Greek community in particular succeeded and developed the school network and introduced new subjects mainly from the field of mathematics and science. This caused the discontent of the Young Turks, who sought to inhibit this development. With their rise to power, they implemented measures that abolished the principles and laws of the preceding period and laid the ground for stifling state intervention in the education and other activities of the minorities. In spite of the adverse conditions that had developed, the direction of the Greek education towards the exact sciences was not affected. However, the strict state policy in the years following the founding of the Turkish Republic, in the light of the political relations between Greece and Turkey, led to the shrinking of the Greek population, resulting in a substantial blow to the development of their education.
περισσότερα
Περίληψη σε άλλη γλώσσα
Bu çalışma Müspet İlimlerin İstanbul’daki Rum Okullarının tedrisatında önemli yer aldığını, bunun neticesi olarak Rum cemaatinin yaşamında sağladığı sınıfsal düzeni irdelemektedir. Araştırma Osmanlı Tarihinin Islahat devri 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın ortalarına kadar olan eğitimdeki reformları kapsamaktadır. Osmanlı İmparatorluğunun tüm imparatorluklar gibi çok uluslu bir devlet hüviyetinde olmasından dolayı, Tanzimat Döneminde yayınlanan reformlarla Rum cemaatinin ticari ve iktisadi alanda yükselişi ile beraber, eğitim kurumlarında da ilerici adımlar atıldı. Uygulamalardan yalnız Rum eğitim sistemi faydalanmadı diğer topluluklar da faydalandı ve Osmanlı eğitim sisteminin çağdaş eğitim sistemine yaklaşması sağlandı. Öncelikle halk arasındaki okuma yazma bilmeme, yani cehaletle mücadelede kadınların eğitimini sağlayan, bizzat Osmanlı Padişahının yayınladığı fermanlarla, Osmanlı devletinin eğitime verdiği önem bariz bir şekilde görülmektedir. Ayrıca, o zamana kadar faaliyet gö ...
Bu çalışma Müspet İlimlerin İstanbul’daki Rum Okullarının tedrisatında önemli yer aldığını, bunun neticesi olarak Rum cemaatinin yaşamında sağladığı sınıfsal düzeni irdelemektedir. Araştırma Osmanlı Tarihinin Islahat devri 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın ortalarına kadar olan eğitimdeki reformları kapsamaktadır. Osmanlı İmparatorluğunun tüm imparatorluklar gibi çok uluslu bir devlet hüviyetinde olmasından dolayı, Tanzimat Döneminde yayınlanan reformlarla Rum cemaatinin ticari ve iktisadi alanda yükselişi ile beraber, eğitim kurumlarında da ilerici adımlar atıldı. Uygulamalardan yalnız Rum eğitim sistemi faydalanmadı diğer topluluklar da faydalandı ve Osmanlı eğitim sisteminin çağdaş eğitim sistemine yaklaşması sağlandı. Öncelikle halk arasındaki okuma yazma bilmeme, yani cehaletle mücadelede kadınların eğitimini sağlayan, bizzat Osmanlı Padişahının yayınladığı fermanlarla, Osmanlı devletinin eğitime verdiği önem bariz bir şekilde görülmektedir. Ayrıca, o zamana kadar faaliyet gösteren Yüksek Askeri Okullardaki müfredatın düzenlenmesini, devletin ilk sivil yüksek öğretim kurumu Mekteb-i Mülkiye (1859) ve ilk Osmanlı üniversitesi olan Darülfünun’un (1863) kuruluşunu bu dönemde rastlamaktayız. İlahiyata dayalı olan Osmanlı eğitim sistemi ile eğitimlerini sürdüren okullar, eğitim programlarını ve tedrisatlarını müspet ilimler ve yabancı lisan öğrenimine yönledirdiler. Yukarıda bahis konusu olan gelişmeler ve Tanzimat Fermanının sağladığı imkanların tesiri ile, eğitim alanının zirvesindeki olay, Fransız eğitim müfredatının etkisi altında kurulan Galatasaray Lisesidir (1868). Her ne kadar eğitim kurumlarının sosyal gelişmelerdeki, aynı zamanda çağdaş ihtiyaçların karşılanmasındaki önemli rölünü idrak eden, Osmanlı devletinin yüksek dereceli devlet memurları, muhafazakar toplumun değerlendirmelerine uyarak, Osmanlı eğitim sisteminin tekamülünü engellediler. Bu durum bilimsel eğitim sisteminde bir boşluk yarattı. Tedrisatları sayesinde hazır olan, çağdaş eğitimi benimseyen azınlıklar, Tanzimatın onlara bahşetmiş haklarla, yaratılan boşluğu değerlendirdiler. Okulların tedrisat programlarına, bilime dayalı müspet ilimleri, öncelikle matematiği dahil eden Rum cemaati, eğitim alanında büyük başarı sağladı. Rum okullarındaki eğitim değişimi, üç faktör ile gerçekleştirildi: a. Tanınmış Rum iş adamlarının özel gayretleri, yanısıra kilisenin ve İstanbul Helen Edebiyat Cemiyetinin (Syllogos) insiyatifi ile, mümkün olduğu kadar okullarının tedrisat programlarında tatbik edilmek üzere, müspet ve iktisadi ilimlere önem verilmesini ön görmekte idiler. b. İstanbul Helen Edebiyat Cemiyetinin (1861), esas amacı eğitimde katkıda bulunmak üzere, eğitim kurumları kurmak, ihtiyacı olan fakir okullara madi destek sağlamaktı. c. Rumların milli varlığının korunmasını ve yayılmasını sağlamak Kilise üstlendi.
1870–1880 yıllarında Rum eğitim sistemi hızlı bir şekilde gelişmektedir. Dönemin en önemli okulları: Fener Rum Erkek Lisesi, Heybeliada Rum Ticaret Mektebi, Zoğrafyon Rum Erkek Lisesi, Rum Yabancı Lisan ve Ticaret Okulu, Merkez Rum Kız Lisesi, Zapyon Rum Kız Lisesi ve Yuvakimion Rum Kız Lisesi. Aslında, Fener Rum Erkek Lisesi Rumların İstanbul’da kurdukları en eski okulu olan, ilk faaliyet gösterdiği yıllarda Edebiyat, Felsefe, Din hatta bir ara Tıp derslerin eğitimini veriyordu. Özellikle 19. yüzyılın ortalarından sonra klasik eğitime yönelmiş olması, dönemin ticaret ve ekonomi camiasının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyle, müspet ve iktisadi ilimlere önem veren okulların kurulmasına sebep oldu. Böylece, başta Heybeliada Rum Ticaret Mektebi olmak üzere, Fen ağırlıklı eğitim veren Zoğrafyon Rum Erkek Lisesi ve Rum Yabancı Lisan ve Ticaret Okulu kuruldu. Kız liselerine gelince, öncelikle öğretmen yetiştirmeye yönelik bölümleri ile gittikçe artan eğitim kadrosunun ihtiyaçlarını karşıladılar. Bu okulların varlığı Rum cemaatinin gelişmesine sebep oldu, var olan durum Jöntürklerin kesiminde hoş karşılanmadı, gelişmeleri önlemek amacını güden önemli kısıtlamalar ihtiva eden, baskı şeklinde sundukları programlarını diğer azınlıklara da uyguladılar. Uygulanan tedbirlerle, özellikle Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra (1923), Tanzimat Fermanının bütün reformları, ilkeleri ve neşr olunan kanunları iptal edildi. Neticede, Rum cemaatine ve diğer azınlıklara tanınmış olan haklar, eğitim alanındaki reform hareketleri ciddi bir şekilde devletin sıkı kontrolüne tabi tutuldu. Buna rağmen tatbik olunan zecri siyasi uygulamaların neticesi olan, Türkiye-Yunanistan arasındaki münasebetler Rum eğitim sistemini müspet ilimler doğrultusundaki ilgisinden ayırmadı. Fakat, devletin uyguladığı azınlıkları sindirme politikası, antidemokratik baskı yöntemleri ile, Rum cemaatinin azalmasındaki nedenler yüzünden Rum eğitim sistemi de nasibini aldı. Aşırı milliyetçi unsurların sebep oldukları durum dolayısiyle sosyal ve ekonomik alanda azınlıkların faaliyetleri kısıtlandı. Bu, Türk toplumunun aleyhinde bir gelişme olarak algılanabilir, zira dışlanan azınlıkların sahip oldukları tecrübe ve bilim alanındaki katkılarından faydalanılabilirdi.
περισσότερα